Görmek mi görmemek mi? Raf doluluğu ve satın alma niyeti ilişkisi… ya da çelişkisi!

Tüketici bir ürünü alıp almamaya neye göre karar veriyor? Bu sorunun cevabı tüketici davranışına yönelik araştırmaların temelini oluşturuyor. Bu konuda yapılmış pek çok araştırma, etkisi araştırılmış pek çok faktör var. Bu faktörlerden bir tanesi de kıtlık(scarcity) algısı. Zira araştırmalar gösteriyor ki bir ürünün sınırlı sayıda olduğunun görülmesi tüketicinin o ürünü satın alma niyetini artırıyor (Ku ve diğ., 2013). Neden, ne alakası var? diye sorabilirsiniz.

Ürünlerin faydacı ya da hazcı olması, lüks ya da sıradan olması ve pahalı ya da ucuz olması bu husustaki nedenleri değiştiriyor. Lüks ürünlerde bir ürünün sınırlı sayıda üretilmiş olması durumu nadirlik algısı yaratıyor ki bu da gösterişçi tüketimi tetikliyor. Yani az sayıda üretilmiş bir ürüne sahip olma dürtüsü kendini özel hissetme, diğerlerinden ayrılma, özgün ve biricik hissetme gibi duyguları ortaya çıkartıyor.

Ancak yapılan araştırmalar gösteriyor ki ilginç bir şekilde faydacı/fonksiyonel olan ve tüketicinin düşük ilgilenim gösterdiği, nispeten ucuz, rutin alınan ürünlerde de rafların tam doldurulmaması ile yaratılan kıtlık duygusu satın alma niyetini artıyor (Kumar ve diğ., 2023). Bunun en önemli nedeni ise daha boş olan bir rafın tüketicide o ürünün popüler olduğuna ilişkin bir algı yaratması. Yani boş raflar o ürünün daha fazla kişi tarafından tercih edildiği hissini yaratıyor, bu da aslında tüketicinin, fonksiyonel olan bir üründe çoğunluğun doğru karar vermiş olabileceği varsayımıyla hareket etmesini sağlıyor.  

Yani görmemek demek satın almayı istemek demek… Süpermarketlerin raf düzenlemelerinde bunu göz önünde bulundurmasında fayda olabilir.

İyi bayramlar…

Ulun

Paylaş